Gel yürüyelim beraber sonsuzluğa, yolun bittiği yerde denize
Denizin bittiği yerde vapura binelim bir deniz fenerinin gölgesinde
Dönüşü yoksa da bu yolun, gidişi dönmeye değmeyecek kadar güzel
Şehir İstanbul, liman Üsküdar, vapurun adı aşk, iki kişilik bize özel
(Ahmet Duman)
(Fotoğrafın büyük hali için lütfen üzerine tıklayınız)
İyi seyirler..
Canon EF S 18-55MM F/4-5.6
ISO: 100
Odak uzunluğu: 39mm
Bu ağlamaklı küçüğümüz Beyazıt'ta cuma namazı sonrasında fotoğraflandı. Annesi güvercinlerin arasına salıverdi küçüğümüzü, önce hoşuna gitti ama güvercinlerin pır pır uçmasıyla korktu, annesini de yakınlarda göremedi ve başladı ağlamaya :) Ağlama sesini bir duysanız hayran kalırdınız :)
O kadar doğal bir "an"dı ki hiçbir zaman unutmayacağım, bu fotoğrafa her bakışımda içimden gülümseyip ağlama küçüğüm bak kavuştun sonunda anneciğine diyorum :)
İyi seyirler...
Sigma 70-300 APO DG MACRO
F değeri: f/5.6
ISO: 100
Odak uzunluğu: 238mm
Hanımeli yeni yeni açıyor, keşke kokusunu da buraya koyabilme imkanı olsaydı.. Terasımızdan bir köşeye farklı bir bakış getirmek istedim, iyi seyirler..
Dijital reprodüksiyon yapılmıştır.
Yine vapurdan çektiğim bu fotoğrafımda Kız Kulesi'ndeki prensese sanki vapurla martı yarış içerisinde erişmeye çalışıyorlar... İkisinde de birer umut.. Prensesin umuda ihtiyacı var.. Denizin ortasında yapayalnız kalmış.. Kim bilir belki de martının ayaklarında prensten gelen bir mektup bile vardır, üzerinde "sakın meyve tabağına yaklaşma" yazan.. Kim bilir prenses belki de ölmemiştir..
İyi seyirler..
Not: Yarışı martı kazandı :)
F değeri: f/8
Poz Süresi: 1/1250 sn
ISO: 200
Odak uzunluğu: 100mm
biz o yıllar çocuktuk..
biz çocukken deniz vardı çıplak ayak girdiğimiz.
yüzermiş gibi yapıp yüzemediğimiz..
bizim için suya gerek yoktu yüzmek için biz zaten yüzemezdik.
biz denizde de yüzemezdik.. karada da...
o yüzden suya bağlamamıştık umutlarımızı...
düşlerimizi ne denizlerle...
ne gökyüzüyle...
ne de karayla sınırlamıştık...
hepsini sığdırabilmiştik o minik ellerimize..
sevdiklerimize sunarken...
sevdiklerimizden alırken...
düşleri yaşatırken hiç kirletmedik ellerimizi.
çamurdan evler yapıp içine geleceğimizi sığdırsak da...
tertemizdi ellerimiz..
bulut kadar yumuşak
düşlerimiz kadar mavi...
beyaz... ve sarı...
işte o yıllar biz daha çocuktuk...
bildiğimiz renkler bunlardı..
biz belki bir ressamın paletinde bir
vazoya can veriyorduk...
belki bir şairin tükenmez kalemini
tüketiyorduk çocukken.
ama biz daha çocuktuk o yıllar..
minik ellerimiz vardı yumuşacık...
tertemiz... gözlerimizde neşe elimizde düş..
koşturup dururduk çocukken.
manasını bilmezdik ayrılmış iki elin...
gece yarısı ayrılıklarının...
biz daha çocuktuk o yıllar...
biz daha çocuktuk...
Mehmet Çağlayan
Sigma 70-300 APO DG MACRO
F değeri: f/5.6
Poz Süresi: 1/800 sn
ISO: 100
Odak uzunluğu: 119mm